22 Ağustos 2013 Perşembe

Bebeğe İsim Seçerken Nelere Dikkat Edilmeli?

Bebeğiniz, vereceğiniz ismi hayatı boyunca taşıyacağı için çok dikkatli karar vermeniz gerekir. Sadece sizin sevdiğiniz bir isim olması ya da aile büyüklerinden birinin adı olması yeterli olmamalı. Dikkat etmeniz gereken birkaç husus var. Bu noktaları dikkate alarak doğru isme karar verebilirsiniz.


 


İsim ve soyadının uyumu


Bebeğinize  koymak istediğiniz ismi soyadıyla birlikte sesli bir şekilde birkaç defa söyleyin. Kulağınıza hoş geliyorsa adaylar arasında bulundurabilirsiniz.


 


Pozitif bir isim koyun


Çocuğunuzun pozitif bir isim taşıması karakteri açısından da oldukça faydalı olacaktır. İnsanların adını ilk duyfuğunda ona karşı olumlu bir tavır takınmasını sağlayabilirsiniz.


 


Uniseks isimleri iki defa düşünün


Bazı isimler duyulduğunda kadın mı erkek mi olduğu hakkında bir ipucu vermez. Bu da özellikle iş yaşamında karışıklıklara, eğitim hayatında zorluklara neden olabilir. Bu nedenle çocuğunuza uniseks bir isim vermeden önce iyice düşünmenizi tavsiye ederiz.


 


İsmin kolay söylenebilmesi


Çocuğunuzun ileriki yaşamında eğitim ve iş hayatında başka ülkelerde çalışma olasılığını da göz önünde bulundurun. Başka diller tarafında söylenmesi zor olan bir isimden ziyade telaffuzu daha kolay bir isim tercih etmeniz faydalı olabilir.


 


 


 



Bebeğe İsim Seçerken Nelere Dikkat Edilmeli?

20 Ağustos 2013 Salı

Uzun Evliliğin Sırları

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Aile ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürlüğü evlecenek çiftler için iletişim becerileri artırmaya yönelik “Evlilikte İletişim ve Yaşam Becerileri” isimli bir kitap çıkardı. Bu kitapta mutlu bir evliliğe ulaşmak için çeşitli tavsiyeler bulunuyor. Kitapta özellikle eşinize hergün en az 10 dakika ayrılmasını tavsiye ediyor. Çifler birbirine ayırdıkları bu zaman içinde o gün neler yaptıklarını paylaşabilir ya da birlikte yapmayı sevdikleri etkinlikleri yapabilirler. (Film izlemek, oyun oynamak, çay içmek…)


Eşinize gün içinde mutlaka güzel sözler söyleyip onu psikolojik olarak rahatlatmakta olmazsa olmazlardan. Onun başarılarını, olumlu özellikleri övün ve mutlu olmasını sağlayın. İçten gelen bir öpücük ya da sarılma aranızdaki sevgiyi daha da kuvvetlendirecektir.


Özellikle erkekler çok sevseler dahi bunu göstermekte biraz zorlanırlar. Çiftler sevgilerini göstermekten, dile getirmekten çekinmemelidir. Bunların dışında aşağıdaki önerilerimize de kulak vermenizi tavsiye ederiz:


Saygı: Eşlerin birbirine mutlak saygı duyması gerekir. Aranızda tartışmalar, kırgınlıklar olsa dahi bunu saygısızlık boyutuna geçirmeyin. Çiftlerin karşılıklı olarak birbirine duydukları saygı ilişkiyi daha doyumlu hale getirir.


Sevgi: Sevginiz sadece sizde kalmasın. Bunu eşinizle paylaşmaktan korkmayın.


Destek: Eşinize her türlü durumda destek olun. Onun yanında olduğunuzu ona hissettirin.


Empati: İletişim kurarken onun ne dediklerini anlamaya, hissetmeye çalışın ve bunu ona gösterin.


Takdir: Hoşunuza giden davranışları takdir etmekten çekinmeyin.


Cesaretlendirme: Sizin desteğinize ihtiyaç duyduğunda ya da bir işte kararsız kaldığında onu cesaretlendirin.


Dikkat: Eşinizin isteklerine dikkat edin.


 



Uzun Evliliğin Sırları

19 Ağustos 2013 Pazartesi

Temizliğin Püf Noktaları

Bazı lekeler vardır ki ne yapsak hangi ürünü kullansak nafile. Harcadığımız zamana mı yanalım boşa harcadığımız paralara mı? Ama artık düşünmenize gerek kalmadı. Size vereceğimiz basit yöntemlerle en inatçı lekeden kurtulmak bile çok kolay olacak.


 


En zor leke: Yağ lekesi


Kadınlara sorsak temizlemesi en zor leke nedir diye büyük çoğunluğun yağ lekesi diyeceğinden eminiz. O halde sizlere bu dertten kurtulmanın formülünü veriyoruz. Yapmanız gereken suyu ve kabartma tozu karıştırıp yumuşak bir hamur elde etmek. Bu hamuru lekenin üzerine uygulayın ve biraz bekleyin. Durulama yaptıktan sonra lekeden eser kalmadığını göreceksiniz.


 


Zaman öldüren ocak temizliği


Bütün günün yorgunluğunun üzerine güzel bir akşam yemeği yedikten sonra üzerinize çöken rehavetle kafanızı bir çeviriyorsunuz karşınızda kurumuş lekelerle ocağınız size bakıyor. Nasıl temizlesem de hem ocağa zarar vermesem hem de kolay olsa diye düşünedurun biz size işin püf noktasını söyleyelim. İhtiyacınız olan malzemeler kabartma tozu ve su. İki malzemeyi karıştırıp macunumsu bir kıvam elde edin. Bunu ocağınızın üzerine sürün. Fırçayla ovalayın. 5 dakika bekledikten sonra tertemiz bir ocak göreceksiniz.


 


Halı temizliği


Halılarınız çeşitli ev kazalarının, sakarlıkların bir numaralı kurbanıdır her zaman. Her lekelendiğinde yıkamaya verme imkanı da bulamayabilirsiniz. Çeşitli leke çıkarıcılar işinize yaramıyorsa ihtiyacınız olan şey bizde saklı. Basit bir yöntemle lekelerden kurtulabilirsiniz. Halınıza mısır unu döküp fırçalayın. Kirlerden hızlı bir şekilde kurtulacaksınız. Eğer daha da iyi bir sonuç elde etmek istiyorsanız soda ve halı şampuanı da kullanmanızı öneririz.


 


Kahve lekesi


Dikkatsiz bir komşunun koltuğunuza kahve dökmesi hiç hoşunuza gitmez. O anda misafirinize önemli olmadığını hemen halledebileceğinizi söyleseniz de lekeyi nasıl çıkaracağınızı düşünürsünüz. Malum kahve lekesi kolay kolay çıkan lekelerden değildir. Size vereceğimiz yöntemle işiniz oldukça kolaylaşacak. Ilık suyla yumurta sarısını karıştırın. Lekenin üzerine döküp 2-3 dakika bekleyin. Durulama yaptıktan sonra mükemmel sonucu göreceksiniz.


 


Fırın temizliği


Fırın temizliği oldukça zahmetli ve zaman alıcıdır. Bu işi kolaylıkla ve hızlıca halletmek istiyorsanız bize kulak verin. Bir şişede su, soda ve kabartma tozunu eşit miktarlarda karıştırın. Bir gün bekledikten sonra fırınınıza uygulayabilirsiniz. Nemli bezle duruladıktan sonra tertemiz bir fırınınız olmuş olacak.


 


Kan lekesi


Ufak kazaların delili kıyafetinize değen kan lekeleridir. Basit bir yolla bu lekeden kurtulabilirsiniz. Soğuk suyun içerisine tuzu ekleyin. Bunu lekeli bölgeye döküp üstte kalan tuzla da ovalayın. Durulama yaptıktan sonra kıyafetin eskisi gibi olduğunu göreceksiniz.


 


Su lekesi


Mobilyalarınız ne kadar temiz olursa olsun üzerlerinde kalan su lekeleri oldukça rahatsız edicidir. Bunu ortadan kaldırmak için nemli bir beze mayonezi dökün. İyice emmesini sağlayın. Bu bezle mobilyanızı silin. Lekelerin ortadan kalktığını göreceksiniz.


 


Evye temizliği


Mutfağınızdaki evyede kalan su lekeleri canınızı sıkıyorsa bu tarifi denemelisiniz. 1 litre suyun içine 4 kaşık kabartma tozu dökün. Bezi bu suyla ıslatıp evyenizi silin. Parlayan evyeniz yeni gibi görünecek.


 


Ayakkabı temizliği


Ayakkabı temizliği özellikle kış aylarında oldukça zordur. Bunu kolay bir şekilde halletmek mümkün. Kuru bir beze diş macunu dökün ve ayakkabınızı silin. Daha sonra durulamak için farklı bir bez kullanın. İşlem bittiğinde ayakkabılarınız yeni gibi görünecek.


 


Gümüş parlatma


Misafirleriniz için sakladığınız çatal ve bıçakların zamanla matlaşması hiç hoş olmaz. Bunun için yapmanız gereken ılık su dolu kabın içerisine kabartma tozu ekleyip eşyaları bu kabın içinde bekletmek. Çıkardığınız eşyaları sodaladığınız süngerle silin. Son işlem olarak da eşyaları soğuk suyla durulayın. Böylece parlayan gümüşler elde edeceksiniz.


 


 



Temizliğin Püf Noktaları

18 Ağustos 2013 Pazar

Mutfağınızı Kullanışlı Yapmanın 10 Yolu

Kadınların evde en fazla zaman geçirdikleri yer hiç şüphesizki mutfak. Bu nedenle mutfağınız ne kadar kullanışlı olursa işiniz o kadar kolay olur.


 


1- Temizlik yapmadan mutfaktan çıkmayın


Yemek yendikten hemen sonra kullandığınız eşyaları temizleyin. Tezgahın üzerinde bırakıp giderseniz işiniz olduğu zaman önce temizliğe girişmek zorunda kalırsınız. Aniden gelen bir misafiri ya da kuruyan lekelerin yayacağı kokuyu söylememize gerek bile yok.


 


2. Tezgah ve dolaplarınızın boyu size göre olsun


Mutfakta en fazla zamanı siz geçirdiğinize göre bütün dolaplar ve tezgah sizin rahatınıza göre olmalı. Çok alçak ya da çok yüksek dolaplar rahat hareket etmenizi engeller. İleride çeşitli sağlık sorunlarıyla karşılaşmak istemiyorsanız bu önerimizi dikkate alın.


 


3-Sürekli kullanılan eşyaları alt raflara koyun


Yemek yaparken sürekli en yukardaki dolaplara tırmanmak çok sinir bozucu. Bu nedenle hangi eşyaları sürekli kullandığını belirleyip bunları altta yer alan raflara koymanız hem sağlığınız hem de zamanınız açısından iyi olur.


 


4- Kullanılmayan eşyalar dışarı


Çok uzun zamandır kullanmadığınız eşyalarınız varsa emin olun onları bu saatten sonra da kullanmayacaksınız. O zaman dolabınızda durup yer işgal etmelerine de gerek yok. Acilen onları elden çıkarmanız gerekiyor.


 


5- Tezgahın üzerinde çok eşya olmasın


Tezgahınızın üzerinde ne kadar az eşya olursa kullanım yeriniz o kadar fazla olur ve daha rahat hareket edersiniz. Eşya yığınıyla dolu bir tezgah yemek yapma zevkinizi de elinizden alır. Bu yüzden hergün kullanmadığınız eşyaları dolaplara koyun.


 


6- Cam kavanozlar temin edin


Cam kavanozlar hem sağlığınız açısından faydalıdır hem de içerisinde ne olduğunu görebileceğiniz için zamandan tasarruf  etmenizi sağlar. Bütün kapları açıp içlerine bakmak istemiyorsanız plastik kapları ve kavanozları atıp cam kavanozlar alın.


 


7- Bozuk eşyaları tamir edin


Menteşesi düşmüş bir dolabın kafanıza düşmesini istemiyorsanız bozuk olan yerleri hemen o anda tamir edin veya ettirin.


 


8- Kendinize uygun köşeleriniz olsun


İşlerinizi daha rahat yapabilmek için  köşelerinizi belirleyin. Yemek yapma köşesi, bulaşık köşesi… Ocağa, buzdolabına yakınlık derecelerine göre  kullanım alanlarınızı ayarlayabilirsiniz.


 


9- Eksik listesi yapın


Yemek yaparken ihtiyaç duyduğunuz malzemeler eksildiği zaman listenize ekleyin. Market alışverişinde unuttuğunuz bir şey olursa sonrasında geri dönmek oldukça yorucu olabilir. Listenizi unutmamak için buzdolabının üzerine asabilirsiniz. Böylece sürekli güncelleyebilirsiniz de.


 


10- Mutfak yemek yapmak ve yemek içindir


Mutfağınızı çalışma odası, oturma odası veya misafir ağırlama odası olarak kullanmayın. Bu mutfakta daha fazla eşya dolayısıyla daha kalabalık bir görüntü oluşturur.


 


 


 


 



Mutfağınızı Kullanışlı Yapmanın 10 Yolu

17 Ağustos 2013 Cumartesi

Çocuklara Yemek Yedirmenin Yolları

Anne ve babaların en çok şikayet ettikleri konulardan biridir iştahsız çocuklar. Sürekli yemek seçen, aç olmadığını söyleyen çocuğunuza karşı nasıl davranacağınızı şaşırırsınız. Ama belki de çocuklara yemek yedirmenin yolu o kadar da zor değildir. Yapmanız gereken şey çocuğunuza  bilinçli bir şekilde yaklaşmak.


Çocukla inatlaşmak ters etki yapar


Yemek yemesi konusunda çocuğunuzla inatlaşırsanız zamanla onun her isteğini yemek kozuyla size yaptırdığını görebilirsiniz. Çocuğunuz sizin ona yemek yedirme konusundaki ısrarınızı görür ve sizin onaylamadığınız her noktada bunu bir pazarlık aracı olarak kullanır.


 


Çocuğunuza örnek olmalısınız


Yemek masasındaki davranışlarınız, oturma biçiminiz, konuşmalarınız çocuğunuzun yemek yeme alışkanlıkları üzerinde etkili olur. Kendi yemeğinizi bitirmeden masadan kalkıp da çocuğunuza yemeğini bitirmesini söylemeyin. Yemek masasında çocuğun hoş vakit geçirebileceği, keyifli ortamlar yaratmaya çalışın. Bu güzel anlar çocuğun yemek yemesini destekleyebilir.


 


Yemek porsiyonları çocuğa göre olmalı


Tabağa kendi yiyebileceğiniz kadar değil çocuğunuzun yiyebileceği kadar yemek koyun. Kendi hızında yemesi için süre verin. Ama bu süre yarım saati geçmesin.  Yemekleri çocuğunuzun yiyebileceği büyüklükte koyun. Küçük parçalar halinde doğranmış besinler çocuğun yemesini zorlamaz.


Eğer çocuğunuzun sevmediği bir yiyeceği yedirmeye çalışıyorsanız bu besinlerden eğlenceli figürler yaparak tabağına koyabilirsiniz. Bu şekilde yemekle eğlenceyi bağdaştıracak ve yemediği yemeği de yiyecektir. Eğer hala yemek istemiyorsa o besinin eş değerinde farklı bir besinle takviye edebilirsiniz.


Çocuklar bazı zamanlarda sürekli aynı besine yönelebilirler. Onun haricindeki hiçbir şeyi yememezlik edebilirler. Bu noktada biraz sabırlı olmalı ve bu zamanın geçmesini beklemelisiniz.


Sürekli yemek ayrımı yapan çocukları arkadaşlarıyla aynı masaya oturtmayı deneyin. Sevmediği yemeği başka bir biçimde yapın ve çocuğunuzun önüne koyun. Arkadaşlarıyla yemek yerken farklı bir şeyi denemek konusunda daha açık olabilir.


 


 


 


 



Çocuklara Yemek Yedirmenin Yolları

16 Ağustos 2013 Cuma

Bebeğimin Cinsiyetini Nasıl Bulurum?

Bir kadının hamile olduğunu öğrendikten sonraki en çok merak ettiği şey bebeğinin cinsiyetinin kız mı yoksa erkek mi olacağıdır. Bunu öğrenmek için birkaç ayın geçmesi gerekir. Ya da o zaman geldiyse bile bebek ultrasonda cinsiyetini göstermeyebilir. Eğer meraklı bir anne adayıysanız sizlere çocuğun cinsiyetini önceden tahmin etmenin eğlenceli yollarını gösterebiliriz. Eğer sizler de bebeğimin cinsiyetini nasıl bulurum diye düşünüyorsanız sizler için hazırladığımız eğlenceli yazımızı beğeneceğinizi düşünüyoruz.


 


Tatlıcı mısınız, ekşici mi?


Hamileyken gecenin bir yarısı eşinizi yataktan kaldırıp turşu almaya gönderiyorsanız güzel bir kızınız olabilir. Ya da komşunuzun yaptığı güzel kokulu kekten canınız çok çekiyorsa yakışıklı bir erkek bebek bekliyor olabilirsiniz. Hatta bununla ilgili geçmişten gelen bir sözümüz bile var: Ye tatlıyı doğur Hakkı’yı, ye ekşiyi doğur Ayşe’yi.


 


Alyansınızı çevirmeyi deneyin


Alyansınızı göbeğinizin üzerinde döndürün. Eğer yüzük sağa sola doğru hareket ediyorsa bebek kız, dairesel hareketler yapıyorsa bebeğiniz erkektir demektir.


 


Mide bulantıları


Mide bulantılarınız sadece sabahları varsa kız bebek bekliyorsunuz demektir. Çok az bulantınız varsa ya da hiç yoksa bebeğiniz erkek olabilir.


 


Karnınız yüksek mi, alçak mı?


Karnınız yukarı doğruysa bebeğin cinsiyeti kız, alçak yöndeyse bebeğin cinsiyeti erkek demektir.


 


Güzelliğiniz kızınıza geçiyor olabilir


Hamile kaldıktan sonra cilidiniz yıprandıysa, kendinizi eskisine göre daha az güzel hissediyorsanız bebeğiniz kız olabilir. Çünkü kız bebeklerin hamileyken annelerinin güzelliklerini çaldığı söylenir. Eğer hamilelik sizi olduğunuzdan daha da güzel yaptıysa erkek bir bebek bekliyor olabilirsiniz.


 


İdrar rengi belirleyici olabilir


İdrar renginiz koyu sarı renkteyse bebeğinizin cinsiyeti kız olabilir. Açık sarı bir renkteyse erkek bir bebek olabilir.


 


 


 


 


 


 


 



Bebeğimin Cinsiyetini Nasıl Bulurum?

15 Ağustos 2013 Perşembe

Kariyer Sahibi Annelere Öneriler

Hem başarılı bir iş kadını hem de ilgili bir anneyseniz işiniz oldukça zor demektir. Çocukla en iyi şekilde ilgilenmek ve bunun yanında da kariyeri korumak çok yorucu olabilir. Alacağınız ufak önlemlerle her işinizi halledebilir aynı zamanda kendinize de zaman ayırabilirsiniz.


 


Evdeki işleri sadece siz üstlenmeyin


Eve geldiğinizde hemen etrafı topluyor, yemek yapıyor, çocuğunuzla ilgileniyor ve işteki dosyaları da incelemeniz gerekiyorsa teslim bayrağını çok yakında açacaksınız demektir. Bütün bu koşturmaca normal bir insanın altından kalkabileceği bir yük değil. Bu nedenle evin yükünü tek başınıza yüklenmek doğru olmaz. Eşinizden veya büyük çocuğunuz varsa onlardan yardım isteyin. Kendi eşyalarını toplamalarını, odalarını düzenlemelerini, alışverişte size yardım etmelerini isteyebilirsiniz. Bulaşıkları makineye dolduran bir eş, kendi yatağını kendi toplayan bir çocuk size evde oldukça yardımcı olur.


 


İş programınızı belirleyin


İşinizde gereğinden fazla çalışmak kariyeriniz açısından oldukça iyi olabilir. Fakat ilgilenmeniz gereken bir aileniz olduğunu da unutmamalısınız. Gece geç saatlere kadar çalışmak, sık sık iş yemeklerine çıkmak ailenizle geçireceğiniz zamanlardan çalar. Bu da ailenizin mutlu anlarında onlardan ayrı olmanıza neden olur. Eğer çok önemli bir toplantınız varsa eşinizle konuşup ondan evdeki işlerle ve çocuklarla ilgilenmesini isteyebilirsiniz.


 


Sabahlarınızı planlamak işinizi kolaylaştırır


Sabah yapmanız gereken işleri bir önceki günün gecesinden hazırlarsanız sabahları aceleyle hareket etmenize gerek kalmaz. Örneğin işte giyeceğiniz kıyafetleri hazırlayabilir, akşam yemeği için önceden yapılabilecek hazırlıkları yapabilir, çocuğunuzun yemeğini hazırlayıp dolaba koyabilirsiniz. Bu şekilde işlerinizi biraz hafifletebilirsiniz.


 


Eşinize zaman ayırın


Bütün koşturmacaların içinde unutmamanız gereken çok önemli biri var: Eşiniz. Eşinizle eskisi gibi vakit geçiremeseniz de en azından haftada bir günü başbaşa yemeğe çıkmaya ayırmalısınız. Çocuklarınızı annenize veya yakın olduğunuz bir arkadaşınıza bırakabilirsiniz. Bu şekilde eşiniz de ona vakit ayırdığınız için mutlu olacaktır.


 


Kendinize vakit ayırın


Enerji depolamak için zaman zaman molalara ihtiyacınız olabilir. Hafta sonları sabah yürüyüşüne çıkabilir, arkadaşınızla alış verişe gidebilir, spor yapabilirsiniz. Bu şekilde yeni haftaya enerji dolu bir şekilde başlayabilirsiniz.



Kariyer Sahibi Annelere Öneriler

13 Ağustos 2013 Salı

6 Adımda Şık Olma Rehberi

Şık olma biz kadınlar için olmazsa olmazlardandır. Peki şık olmak için nelere dikkat etmeli, neleri yapmalıyız? Bu yazımızdaki tavsiyeler ile daha şık bir görünüme kavuşabilirsiniz.


 


Aksesurların Mucizesi

Aksesurlar deyim yerindeyse her zaman bir kurtarıcı vazifesi görürler. En pasaklılarımız bile güzel bir takı ya da çanta ile son derece şık bir afete dönüşüveririz. Eğer aynanın karşısına geçtiğinizde yeterince şık olmadığınızı düşünüyorsanız giysilerinizin yanına mutlaka uyumlu aksesuarlar ekleyip güzel bir kombin oluşturun.


Her Zaman Hazır Ol

Hayatta ne zaman ne ile karşılaşacağımız belirli olmadığı için gardırobunuzda mutlaka ütülü ve temiz şık bir kombin bulunsun. Bir arkadaşınız aniden sizinle buluşmak istediğinde ütü yapmak için ya da elbise seçmek için vaktiniz olmayabilir ve rüküşlük abidesi olarak arkadaşınıza rezil olabilirsiniz.


Giysilerine İyi Davran

Giysiler sürekli kullanımdan ya da kötü kullanım sonucunda eskirler. Bu eskime belirtileri şık olmanıze engel olur ve moralinizi bozabilir. Eğer her zaman bakımlı görünmek istiyorsanız giysilerinize de her zaman iyi bakmalısınız.


Planlı Ol – Şık Ol

Her gece yatmadan önce yarın için neler yapacağını ve yarın ne tür giysiler giymenin uygun olacağını planlayın. Tabi ki sadece plan ile yetinmeyip giymek istediklerinizi giyilmeye hazır hale getirmeniz gerekiyor. Böylece hem yarın ne giysem diye düşünüp vakit kaybı yaşamazsınız hem de güne uygun bir giysi ile daha şık görünürsünüz.


Yeniliklere Açık Olmak İyidir

Giyim ve aksesuar tarzınızı arada değiştirmek ve farklı kombinler yapmak her zaman için iyidir. Böylece hem giyim tarzınızda tekdüzeliğe düşmezsiniz hem de size ne uygun olan tarzları kendiniz bulabilir ve daha şık olabilirsiniz.


Modayı Takip Et

Modayı yakından takip etmek, farklı seçenekleri görmek sizin ufkunuzu açacaktır. Degileri karıştırmak, moda sitelerini gezmek, alışveriş sitelerini takip etmek yeni fikirler edinmenizde ve tarzınızı oluşturmanızda yardımcı olacaktır.


 



6 Adımda Şık Olma Rehberi

İç Çamaşırı Alırken Dikkat Etmeniz Gerekenler

İç çamaşırı alırken ve iç çamaşırlarınızı kullanırken mutlaka aşağıdakilere dikkat etmeniz gerekir.


İç Çamaşırı Alırken:

Almış olduğunuz iç çamaşırının %100 pamuk olmasına dikkat edin.


Sentetik iç çamaşırları aşırı terleme ve mikrop birikimi yaptığından kesinlikle bu tür çamaşırlardan uzak durun.


İç çamaşırını alırken kumaşı aşırı sert ya da yumuşak olanları tercih etmeyin.


Aşırı beyaz çamaşırlardan uzak durmalısınız. Beyazlık çamaşırın kumaş dokusuna zarar verir.


Kaliteli ve kendini kanıtlamış firmalardan alışveriş yapın. Ucuz almak için sağlığınızla oynamayın.


İç çamaşırını mutlaka beden ölçünüze uygun bir büyüklükte seçin. Aşırı sıkan çamaşırlar sağlığınızı olumsuz yönde etkileyebilir.


İç Çamaşırını Kullanırken:

Yıkama yapmadan önce mutlaka iç çamaşırının etiketindeki yıkama talimatlarını okuyun ve bu bilgilere göre makineye atın.


İç çamaşırları esnek bir yapıya sahip olduğu için asarken ya da üzerinizden çıkarırken fazla çekiştirmeyin.


Beyaz renkli iç çamaşırlarını kaliteli bir çamaşır suyu ile yıkayın.


 


 



İç Çamaşırı Alırken Dikkat Etmeniz Gerekenler

11 Ağustos 2013 Pazar

Düğüne Giderken Giymemeniz Gerekenler

Düğünler bir çok tanıdığın buluştuğu, insanların kaynaştığı önemli ortamlardır. Bu gibi ortamlarda belki de en önemli şeylerden biri de ne giydiğimizdir. Genelde yazılarımızda sizlere neler giymeniz gerektiğ konusunda küçük tavsiyeler verdik. Bu yazımızda tam tersi olarak düğüne giderken giymemeniz gerekenleri söyleyeceğiz.


Jean Pantolandan Kaçının


Gideceğiniz düğün iyi tanımadığınız kişilerin olsa bile o düğüne salaş bir jean pantolan ile gitmeyin. Jean pantolon genelde günlük hayatta giyilmesi gereken bir giysi. Böyle özel günlerde sizi daha şık gösterecek pantolonlar giymenizde fayda  var.


Derin Göğüs Dekoltesi


Özel davetlerde seksi giyinmek hoşunuza gitse bile düğün bu davetlerin arasında olmamalı. Bundan dolayı düğüne giderken dekolte oranını iyi ayarlamalısınız. Gelinden daha fazla dikkat çekmek insanların tepkisine denen olabilir.


Süper Mini


Düğünde mini elbise giyebilirsiniz fakat süper mini giymek çok iddialı olabilir. Normal zamanda bile süper mini giymek uygun olmazken düğün gibi yerlerde giymek hiç uygun değil.


Hayvan Desenleri


Zebra, leopar desenlerini giymek hoşunuza gitse bile düğünlerde bu tür desenlerden kaçınmanızı öneririz. Çünkü bu tür desenler insanlların sizi düğün şarkıcısı sanmasına neden olabilir.


Aşırı Dar Giyinmeyin


Elbiyesi giydiğinizde külodunuz, leğen kemiğiniz ve göbek deliğiniz belli olursa bu elbise düğün için uygun değil demektir.


Göz Alıcı Parlak Renklerden Kaçının


Eğer amacınız o düğünde en fazla dikkat çeken biri olmak değilse neon renkli elbiselerden uzak durun. Ayrıca bu renkteki elbiseler insanların gözünü yorduğu için tercih edilmemesi gerekir.


Son Olarak Beyaz Renk


Düğünde gelinin hakim rengi beyaz olduğu için sizin bu rengi kullanmaktan kaçınmanızı öneririz. Bırakın en mutlu gününde beyaz renk gelinin olsun. Almış olduğunuz şık beyaz elibiseleri başka davetlerde rahatça kullanabilirsiniz.



Düğüne Giderken Giymemeniz Gerekenler

10 Ağustos 2013 Cumartesi

Renkli Giyinmenin Püf Noktaları

Hangi renkler birbiri ile uyar? Hangi renkler bir arada giyilmez? İşte tüm bu sorunların cevabını  yazımızda bulacaksınız.


Birinci Grup Renkler: Kırmızı – Mavi – Sarı


İkinci Grup Renkler:  Yeşil -Mor- Turuncu


Üçüncü Grup Renkler: Bordo – Çivit- Turkuaz – Dore


 


Kontrast Yaparak Giyinme:


Yukarda vermiş olduğumuz renklerden zıt  olanları karıştırarak giyinebilirsiniz. Mesela Kırmızı – Yeşil – Bordo


Tek Renk Giyinme:


Benzer renklerin tonlarını kombinleyerek güzel bir tarz yaratabilirsiniz.


 


Kurallar:


  • Konbininizde en fazla 3 farklı rengi kullanın.

  • Siyah ve beyaz tüm renklerle uyum içinde olduğundan istediğiniz renk ile kullanabilirsiniz.

  • Gri renkte çoğu renkle uyumludur. Bundan dolayı istediğiniz gibi kullanabilirsiniz.

  • Açık ve canlı renkleri kombininizin üst kısmında kullanmalısınız. Çünkü açık renkler yüzümüzü ve dekoltemizi daha belirgin gösterir.

  • Kapalı renkleri kombininizin alt kısmında kullanmalısınız.

  • Kombinde kullanacağınız renkler mutlaka bir ahenk içinde olmalı. Kombininizde baskın bir renk seçin ve diğer parçaları ona uygun renklerden seçin.

Bu renkleri Bir Arada Kullanmaktan Kaçının:


  • Yeşil – mavi

  • Kestane – siyah

  • Kırmızı – pembe

  • Lacivert – siyah

  • Mürdüm – mor

Hangi Ten Rengine Hangi Renk Uyar?


 


Saçlarınız Sarı, Kızıl ve Açık Kestane Tonlarında ve Cildiniz Soluksa:


Çikolata kahvesi ve kırmızı


Siyah ve beyaz


Haki ve çikolata kahvesi


Taba ve siyah


Gri ve siyah


Mor ve kestane rengi


 


Kahverengi Saç Tonları ve Mat Tene Sahipseniz:


Pembe ve turuncu


Kırmızı ve siyah


Yeşil ve bej


Kırmızı ve gri


Lila ve fıstık yeşili


Mürdüm ve bej


 


Koyu Kestane Saç ve Soluk Bir Cilde Sahipseniz:


Bej ve beyaz


Lacivert ve bej


Kestane rengi ve sarı


Kestane rengi ve kırık beyaz


Gri ve kestane rengi


 


 


 



Renkli Giyinmenin Püf Noktaları

9 Ağustos 2013 Cuma

Ütü Yapmanın Püf Noktaları

Kadınlara evde hangi işi yapmaktan nefret ediyorsunuz diye sorsak çok büyük bir kısmı aynı cevabı verir: ütü. Bu nedenle biz de sizler için ütü yapmanın püf noktaları nelerdir diye araştırdık. İşte dikkat etmeniz gereken noktalar:


 


 


Ütü yaparken en çok dikkat etmeniz gereken şey doğru hareket etmek olmalı. Ütülemeye hiçbir zaman kenarlardan başlamayın. Her zaman ortadan başlayıp kenarlara doğru hareket edin.


 


Doğru hareketin yanında ısı ayarını da doğru ayarlamanız gerekiyor. Her kumaş türü aynı ısıda ütülenirse işiniz bittiğinde hala kırışık olan kıyafetler veya yanmış bluzlar bulabilrsiniz. Yünlü kumaşlarınızı yüksek veya orta ısı ayarında ütüleyin. Pamuklular ya da keten kumaşlar için yüksek ısıyı tercih edin. Sentetik veya ipek kumaşları ütülerken orta ya da düşük ayarı kullanmalısınız.


 


Kıyafetlerinizin sarkmasını istemiyorsanız ütüleme yaparken dairesel hareketleri kullanmayın. Her zaman uzunlamasına ütülemeye çalışın. Kıyafetinizi ütüledikten sonra hemen asın. Bekletirseniz tekrar kırışacaktır.


 


Her kumaş türünün farklı ütüleme yöntemleri var. Bunları bilip ona göre hareket etmek işimizi kolaylaştırabilir.


Polyester


Polyester doğal bir kumaş türü olmadığı için çok çabuk ısınabilir. O nedenle ütülemeden önce mutlaka etiketinden ütü ısısına bakmalısınız.


 


Pamuklu kumaşlar


Eğer kıyafetiniz açık renkse düz tarafından buharlı ütüleme yapın. Koyu bir rengi varsa kıyafeti ters çevirip ütülemelisiniz. Böylece parlama olmasını önlemiş olursunuz.


 


Havlu ve tüylü kumaşlar


Kumaşı destek olacak bir yüzeye yerleştirip ütü bastırmadan buhar fışkırtarak ütüleyin.


 


Kadife kumaşlar


Ütü masasına kalın bir örtü serin. Kıyafeti ters tarafına çevirip bu şekilde ütüleyin.


 


Danteller


Dantellerinizi havlunun üzerine yerleştirin. Ütüyü bastırmadan buhar fışkırtarak ütüleyin.


 


Örgüler


Örgülerin dokularını bozmamak için doku boyunca ütüyü hareket ettirin. Ütüyü bastırıp ilerlemek yerine örgü üzerinde bastırıp kaldırın.


 


Metalik kumaşlar


Kesinlikle sıcak ütü uygulamayın. Kumaşın üzerine ütü bezi serip soğuk ayarla ütüleyin.


 


 


 



Ütü Yapmanın Püf Noktaları

7 Ağustos 2013 Çarşamba

Takılarımı Nasıl Düzenleyebilirim?

Takılar bizim vazgeçilmezimizdir. Her kıyafete ayrı kolye, küpe, yüzük… Zaman geçtikte liste de gitgide uzar gider. Ee bu kadar çok takıyı nasıl saklamak gerekir? Belirli bir düzeni olmalı ki aranılan şey hemen bulunsun. Tabiiki bir de birbirlerine karışma meselesi var. Kolyeler birbirine dolandı mı vay halimize. Ayır ayırabilirsen. Her sabah kalktığınızda bu stresi yaşamak istemiyorsanız takılarınızı düzenlemenin vaktinin geldiğini kabul etmelisiniz. Takılarımı nasıl düzenleyebilirim diye düşünmenize gerek yok. Yazımızı okuduktan sonra aklınızda çeşitli fikirler olacağından eminiz.


 


Takıları düzenlemek için işe gruplamayla başlayabilirsiniz. Öncelikle kolyeleri, küpeleri, yüzükleri, bileklikleri ayrı yerlere koyun. Eğer hala karışacak kadar çoksalar kendi içlerinde de gruplama yapabilirsiniz. Örneğin kolyeleri uzun ve kısalıklarına göre, küpeleri sallantılı ve küçüklüklerine göre ayırabilirsiniz. Bu şekilde işiniz çok daha kolay olur. Eğer set halinde kullandığınız takılarınız varsa onları hiç ayırmayın. Ayrı bir kutuya koyup muhafaza edin.


Dilerseniz takılarınızı kıyafetlerinizle kombinlediğiniz şekilleriyle de ayırabilirsiniz. Ya da renklerine uygun bir gruplama deneyebilirsiniz.


Takıları ayırdık tamam ama şimdi de bunları nerede saklayacağım derdi başlıyor. Son zamanlarda popüler olan takı dolapları oldukça kullanışlı olabilir. Bölmeli çekmeceleri sayesinde hiçbir takınız diğerine karışmaz. Dolabı koyacak yerim yok diyorsanız dekoratif de oldukça hoş duran takı askılarını deneyebilirsiniz. Hem oldukça şık bir görüntü oluşturması açısından  hem de takıları kolay erişilebilir hale sokması açısından ideal bir yol olabilir.


Bütün bunlardan farklı olarak kendinize ait bir takı saklama aracı istiyorsanız kendi askınızı kendiniz yapabilirsiniz. Yapmanız gereken şey  dilediğiniz büyüklükteki bir mukavvayı önce ince bir elyafla ardından da kadife bir kumaşla sarmak olmalı. Kenarlarını çerçeveletip daha kullanışlı olmasını sağlayabilrsiniz. Toplu iğne veya raptiye kullanarak takılarınızı istediğiniz gruplara ayırıp asabilirsiniz. Bu takı askılarını dilerseniz sadece bir takı grubuna yapıp diğerleri için de aynı şeyi uygulayıp daha fazla takı asma imkanı yaratabilirsiniz.


 



Takılarımı Nasıl Düzenleyebilirim?

6 Ağustos 2013 Salı

Sizin Epilasyon Yönteminiz Ne?

Epilasyon yöntemleri gün geçtikçe çeşitleniyor. Kimileri oldukça kolaylık sağlarken kimileri bütçemizi biraz zorluyor. Hangisi sağlıklı hangidi uzun süre dayanıklı karar vermek oldukça zor. Siz de kararsız kalanlardansanız yazımızı okuduktan sonra bir kez daha düşünebilrsiniz.



El ağdası

Eski zamanlardan beri kullanılan bir yöntem olan el ağdası evde şeker ve limon karışımıyla da yapılabilir. Kadınların uzun yıllardır beğenerek kullanmalarına rağmen içerisinde şeker olduğu için kıl köklerini beslediği söyleniyor. Bütün bunlara karşın oldukça iyi sonuç verdiği de söyleniyor. Yaptığınız ağdayı elinizle uygulayacağınız bölgeye yayıp kılların tersi yönüne doğru çekiyorsunuz. Yaklaşık bir aylık uzama süresi bulunuyor. Fakat belirttiğimiz gibi içerisinde şeker olduğu için kıl kökleri besleniyor ve kıllar hiçbir zaman azalmıyor. Oldukça acı verici olması da bir diğer nokta.



Epilatör

Hem zahmetsiz olması hem de pratiklik sağlaması açısından oldukça fazla tercih edilen yöntemlerden biri de epilatördür. Önceleri sadece bacaklarda uygulanabilirken yeni çıkan modelleriyle hassas bölgeler için de uygulanabilmesi önemli bir nokta. Epilasyonu yaparken cildin kuru olmasına dikkat etmelisiniz. Makineyi kılların çıkış yönünün tersine doğru kullanırsanız daha verimli bir sonuç elde etmiş olursunuz.  Yaklaşık bir aylık gibi bir süre koruyuculuğu olan epilatörlerin acı verici olmaları modelden modele göre değişebiliyor.



Sir ağda

Çam ağacının reçinesinden elde edilen sir ağda içerisinde şeker barındırmadığı için kıl köklerini beslemez aksine azaltır ve güçsüzleştirir. Bu nedenle de kadınlar sir ağdayı çok fazla tercih ederler. Sir ağda yaparken dikkat etmeniz gereken noktaların başında ağda kalıntılarını temizlemek geliyor. Ağda bittikten sonra kalıntıları sabunlu suyla temizlemeye kalkarsanız cildinizi tahriş edip acıtırsınız. Kalıntıları kolayca temizlemek için özel sir ağda mendillerini ya da yağlarını kullanmalısınız. Tek kullanımlık bezler halinde olan ağda oldukça işinizi kolaylaştırabilir. Sir ağda normal el ağdası gibi cildinize yapışmayıp sadece kıllara yapıştığı için acı miktarı minimuma iner.



Jilet

Uygulaması oldukça kolay ve acısız olduğu için oldukça yaygın bir kullanıma sahip. Dikkat etmeniz gereken şey kuru cilde uygulamamak. Uygulayacağınız bölgeyi sabunlayıp uygularsanız hem daha kolay hareket edebilir hem de herhangi bir yerinizi kesmemiş olursunuz. Uygulaması ne kadar kolaysa kılların geri dönüşü de o kadar hızlı olur. Hem de kalınlaşarak. Bu nedenle jileti kullanırken iki defa düşünmelisiniz.



Tüy dökücü kremler

Kullanımı oldukça pratik ve acısız olan bu yöntem jilete nazaran biraz daha uzun süreli koruma sağlar. Kıllar tekrar geri çıktığında gürleşme ve kalınlaşma da olmaz. Uygulamayı yapmadan önce cildinizin kuru olmasına dikkat edin. Kremi uygulayacağınız bölgeye sürün ve kullanım şeklinde yazan bekleme süresi kadar bekleyin. Süreyi geçirmemeye dikkat edin yoksa cildiniz tahriş olabilir. Süre bittikten sonra bölgeyi  yıkayabilirsiniz. Yalnız kremin içerisinde yer alan maddelere karşı alerjik reaksiyon gösterme riskine karşı önce cildinizin küçük bir bölümünde test edin.



İğneli epilasyon

Bu yöntem kıl köklerine ince bir iğnenin yerleştirilip köklerin yakılmasıyla uygulanıyor. Uygulama tekrarlandıkça kıllar giderek zayıflıyor ve sonunda yok oluyor. Oldukça etkili bir yöntem olmasına rağmen çok uzun zaman alması ve pahalı olması biraz düşündürücü. İğneler köklere yerleştirildikten sonraki yakılma kısmında kısa süreli bir yanma hissi olabilir. Seans bittikten sonra hemen dışarda gezmemenizi tavsiye ederiz. Çünkü 1-2 saat boyunca uygulama yapılan bölge kızarmış bir görüntüde olur. Koruma süresi bir ay olan yöntemde kesinlikle kendiniz kıllara almaya yeltenmemelisiniz.



Lazer epilasyon

Son zamanlarda oldukça yaygınlaşan bu yöntemin ön koşulu uygulama yapılacak kılların sert ve siyah olmasıdır. Ayrıca seanslar arasında kalan sürede cildinizi güneşten korumanız gerekir. Aksi halde kalıcı lekeler oluşabilir. Seansların ne kadar sürede yapıldığı uygulanan bölgeye göre değilmektedir. Kılları siyahlaştırmak için seans aralarında jilet kullanarak kılları kalınlaştırmanız istenebilir.



Epilight

Lazer, UV gibi ışınları içermeyen bu yöntemde yoğunlaştırılmış ışın tedavisi uygulanıyor. Herhangi bir acı hissettirmeyen yöntem kesin çözüm isteyenlerin son zamanlarda rağbet ettikleri bir yöntem. Yaklaşık 1.5-2 ay sonucunda tüylerden tamamiyle kurtulabiliyorsunuz.



5 Ağustos 2013 Pazartesi

Allığı Nasıl Sürmeliyim?

Makyajın her kadının güzelliğini bir kat daha ön plana çıkardığı doğru bir yaklaşım. Ama dikkat edilmezse bu güzellik bir anda sönüp gidebilir. Hatta yanlış sürülen allık komik bir görüntüye ulaşmanıza bile neden neden olabilir. Bütün bunları biliyor ve o zaman “Allığı nasıl sürmeliyim?” diye düşünüyorsanız bizi takip edin.



Çeşitli renklerde olan allık rengini seçerken kendi renk zevkinize veya kıyafetinize uygun rengi seçerseniz en önemli hatayı yapmış olursunuz. Allık seçiminde dikkat etmeniz gereken ten renginize uygun rengi seçmek olmalı.

Esmer bayanların tercihi toprak tonları olmalı. Bu şekilde yüz hatlarını daha da belirgin hale getirebilirler.  Açık tenli ya da sarışın bir bayansanız kullanmanız gereken tek renk şeftali tonları olmalı. Cildinize koyu gelecek bir allık sürerseniz komik görünebilirsiniz. Buğday tenli ve kumrallar seçimlerini pembeden yana yapmalı.

Ten renginizin dışında dikkate almanız gereken bir diğer ölçüt de yüz tipiniz olmalı. Her yüz tipi farklı ölçülerde olduğu için elmacık kemiklerinizi doğru şekilde vurgulamak çok önemlidir.



Yuvarlak yüzlüler

Yuvarlak bir yüze sahipseniz yapmanız gereken şey yüzünüzü ince göstermek. Bunun için de allığınızı şakaklarınıza, kaşlarınızın üst ve alt kısımlarına uygulamalısınız.



Uzun yüzlüler

Uzun bir yüzü olan bayanların yüzlerini daha oval gösterecek hareketlere ihtiyacı var. Yapmanız gereken allığı elmacık kemiklerinize, saç diplerinize ve çenenize uygulamak olmalı.



Oval yüzlüler

Oval yüzlü bayanlar allığı elmacık kemiklerine ve çeneye uygulayıp hafifçe dağıtmalılar.



3 Ağustos 2013 Cumartesi

Kırışıklıklara ve Sivilcelere Lavantayla Çözüm

Hiç olmadık zamanlarda yüzümüzde çıkan sivilceler oldukça sinir bozucudur. Ya da hafif hafif oluşmaya başlayan kırışıklıklar… Her iki sorun için de çeşitli kremler kullanırız ama hiçbiri kar etmez. Cildimize boşuna kimyasal şeyler sürmüş olduğumuzla kalırız. İhitiyacımız olan şey ise hem ucuz hem de doğal olan bir karışımdır. O zaman lavanta maskesi malzemelerini yazmakla işe başlayabilirsiniz.


 


Malzemeler


  • 1 su bardağı lavanta çiçeği

  • 1 su bardağı portakal suyu

  • 1 yumurta sarısı

  • 2 dilim kabuksuz salatalık

  • Doğal arı balı

  • Mısır unu

 


Hazırlanışı


  1. Lavanta çiçeklerini ve portakal suyunu karıştırıp bir kapta ısıtın.

  2. Salatalıkları iyice ezin ve karışımın içerisine ekleyin.

  3. Kalan malzemelerin hepsini karışıma ilave edip krem kıvamını alana dek karıştırın.

  4. Buzdolabında 3 saat bekletin.

 


Uygulanışı


Maskeyi 1 ay boyunca haftada en fazla 2 defa olmak üzere kullanın. Maskeyi yüzünüze uyguladıktan sonra yarım saat bekleyin ve çıkarırken de peeling yaparak çıkarın. Düzenli kullanımda yavaş yavaş hem kırışıklıklarınızın azaldığını hem de sivilcelerinizin gittiğini göreceksiniz.


 



Kırışıklıklara ve Sivilcelere Lavantayla Çözüm

2 Ağustos 2013 Cuma

Sirkeyle Gelen Güzellik

Cildinizin olduğundan daha güzel görünmesini istiyorsanız pahalı kozmetiklere dünya kadar paralar vermenize ya da güzellik merkezlerinin kapılarını aşındırmanıza gerek yok. Yapmanız gereken buzdolabından sirkeyi çıkarmak.


 


Parlak bir cilde sahip olmak istiyorsanız oldukça kolay hazırlanan sirke maskesini denemelisiniz. Bir şişe dinlenmiş içme suyuna bir çay bardağı sirkeyi koyun. Yüzünüzü bu suyla yıkayın. Vücudunuz için de banyo suyuna koyduğunuz 3-4 yemek kaşığı sirke cildinizin canlanmasını sağlyacaktır.


 


Sirke sadece cildinizin canlanmasını sağlamakla kalmaz. Bunun yanında enfeksiyona neden olan bakteri, virüz ve mayaların çoğalmasını engeller. Cildinizdeki yağlı bezeleri azaltır, soyulma ve pullanmalara karşı etkilidir. Cildinizin ph seviyesini düzenler. Kan dolaşımını hızlandırıp cildinizin nemlenmesini sağlar.


 



Sirkeyle Gelen Güzellik